5 Şubat 2013 Salı

Her 4 Saniyede Bir Demans Hastası Teşhis Ediliyor



Resim: Yaşlı bir adam.
Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, “Şu anda dünyada 38 milyon Alzheimer hasta sayısının, 2030'da iki katına çıkacağı, 2050'de üç katına çıkıp, 115 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı düşünülüyor” dedi.
Emre, Pfizer'in destek verdiği “Alzheimer Hastalığı: Doğrular, Yanlışlar, Gerçekler ve Hurafeler” konulu basın toplantısında, Alzheimer hastalığının toplum tarafından “bunama”, tıp dilinde “demans” olarak bilindiğini belirterek, bu hastalığın, kendine özgü sık unutkanlıkla başladığını kaydetti.
Alzheimer hastalığının yavaş yavaş işlevleri etkilediğini ifade eden Emre, şöyle devam etti: “Bu hastalığın, yön bulabilmede zorluk, kişilik değişiklikleri, günlük yaşam aktivitelerinden kopulması gibi belirtileri bulunuyor. Dünya Alzheimer Federasyonu'na göre, dünyada 38 milyon hasta olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de tahmin edilen 350 ile 400 bin hasta olduğudur. İnsanların yaşam beklentisi uzadıkça, yaşlı insan sayısı arttıkça, Alzheimer hastalarının sıklığı da artıyor. Şu anda dünyada 38 milyon Alzheimer hasta sayısının, 2030'da iki katına çıkacağı, 2050'de üç katına çıkıp, 115 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı düşünülüyor. 2010'da dünya toplam Alzheimer popülasyonuna 7,5 milyon civarında insanın katıldığı düşünülüyor. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre, dünyada her 4 saniyede bir yeni hasta teşhis ediliyor.”
“Hastalığın Kriterleri Yenilendi”
Emre, hastalığın tanısıyla ilgili kriterlerin 30 sene sonra yenilendiğini aktararak, “Hastalığın daha erken tanınmasını sağlayan tanı kriterleri yayınlandı. Geçen sene ilk olarak ABD'de Alzheimer hastalığının daha erken tanısını mümkün kılacak bir yöntemin ruhsatı alınıp kullanımına başlandı” dedi.
Ailevi Alzheimer hastalığının değişik gen mutasyonlarıyla geçtiğini belirten Emre, “Bazı genlerde aşağı yukarı aynı yaşlarda başlangıcını yapıyor. Hastalığın varsayılan süresinden 25 yıl öncesinden inceleme yapılmaya başlanıyor. Beyinde amiloid birikimi, sinir hücrelerinin işlevlerinin bozulma işaretleri ve beyin atrofisi 15 yıl öncesinde bozulmaya başlıyor. Beyin metabolizmasında azalma ve hafif bellek bozukluğu 10 yıl öncesinden başlıyor” diye konuştu.
Emre, İzlanda'da 1800 kişiyle yapılan bir araştırmada, Alzheimer riskini azaltan bir gen mutasyonu bulunduğunu ve bu mutasyonun amiloid oluşumunu yüzde 40 azalttığını söyledi.
Alzheimer Hurafeleri
Alzheimer ile ilgili bazı hurafeler olduğunu anlatan Emre, “Bazı hurafeler var. 4-5 sene önce havuç suyu modaydı. 2-3 sene önce köri ve hindistan cevizi yağı moda oldu. Bunların etkili olup olmadığını kimse cevaplayamaz. Bunların güvenli olduğu gösterilmeden hastaların kullanması doğru olmaz. Kök hücre, Alzheimer hastalığında etkinliği gösterilmiş bir şey değil” şeklinde konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın ihtisas bakım evlerine ilişkin kararının önemli olduğunu belirten Emre, Bakanlığın bu kararının desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Emre, bunamanın hiçbir yaşta normal olmadığını ifade ederek, “Hastalıkla nasıl başa çıkılabileceğini vurgulamak için önce tanıtmak gerekiyor. Alzheimer'ı önlemek için mucizevi bir şey yok. Bedensel aktivite çok önemli. Günde yarım saat yürüyün. Sosyalleşmek önemli, hayatın içinde kalın. Beslenme tarzı, Akdeniz usulü beslenme, insanı hastalıktan belli ölçüde koruyor” diye konuştu.
“Beynin Yeni Şeylerle Karşılaşması Lazım”
Dernek Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu da bu hastalığı önlemek mümkün olmasa da geciktirilebileceğini ifade ederek, “Yaşlı bir insan güzel yürüyebiliyorsa demans olma riski çok düşük. Yaşlılara yürüyüş egzersizlerinin yaptırılması demans riskini azaltıyor. Alzheimer hastalığı bir aile hastalığı. Ailelere yardım etmek çok önemli. Ailelerin tek zorluğu hastadan kaynaklanmıyor, toplumun da getirdiği bir yük var. 'Bunak' kelimesi hastalık değil, hakaret kabul ediliyor. Beynin yeni şeylerle karşılaşması lazım. Yeni insanlarla tanışmak, yeni bir şeyler öğrenmek, dans etmek iyi gelebilir” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, dernek tarafından hasta bakıcı Kezban Çetinkaya'ya “Şefkat Ödülü” verildi.

QR Code Nedir? Nasıl Kullanılır?

QR Code Nedir? Nasıl Kullanılır?

Matrix code teknolojisinden QR Code iki boyutlu bir barkod teknolojisidir. Bir Japon firması olan Denso-Wave tarafından geliştirildi.İlk defa 1994 yılında duyurulan QR Code iki boyutlu (2D) barkodların en popüler olanı.QR 'quick response' kelimelerinin baş harflerinden geliyor.'Hızlı yanıt' olarak türkçeye çevirmek mümkün. Qr Code'u geliştirilken öncelikle tarayıcılar tarafından kolay okunabilir olması amaçlanmakta. 

Tarayıcıların kodu çözmesi bir kaç saniyeden fazla sürmüyor.Her türlü üründe kullanıldığı gibi özellikle basılı yayınlardada sıkça kullanımına rastlamak mümkün.Mesela dergiler okuyucularına internet içeriklerine ulaşmasını Qr Code olarak verdikleri Url'ler veya şifrelerle sağlıyor.Bunun yanısıra kartvizitlerden, müzelere çok değişik kullanım alanınlarına rastlamak mümkün. 

'Japon standart kodu JIS X 0510' ve 'ISO kodu ISO/IEC18004' olmak üzere 2 standarda sahip olan QR kodu yapısının: 

Nümerik en fazla 7.089 karakter Alfanümerik en fazla 4.296 karakter İkilik sistem (8 Bit) olarak en fazla 2.953 Byte Kanji/Kana olarak en fazla 1.817 karakter kapasitesi vardır. 

Önceden oluşturulmuş QR kodları sonrasında onu okuyabilen okuyucular veya cihazlar aracılığı ile bir (interaktif) yazıya ya da linke dönüştürülecektir. 

Kendi QR kodlarınızı oluşturarak her şeyi daha interaktif hale getirebilirsiniz. Kart vizitinize koyarak ürünlerinizi ve servislerinizi tanıtabileceğiniz gibi CD ve kitaplarınızı sınıflandırmada kullanabilir, dergi, gazete, afiş, broşür gibi fiziksel ilanların üzerinde gittikçe daha fazla yer alan mobil barkodları internet ortamında takip etmek ve paylaşmak için gelişmiş hizmetler sunan interaktif bir servistir. Bu sayede birçok görsel ilan ile doğrudan bilgiye ve eğlenceye erişebilir, sevdiklerinizi saklayabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. 
Kaynak: 
http://www.teknofikir.com.tr/teknofikir_blog/323-QR_Code_Nedir_Nasil_Kullanilir.html

Takım logomuz'un hikayesi

Takımımıza bir isim bulmamız ve logomuzu tasarlamamız gerekiyordu. Çalışmaları yaparken bir taraftan da hep isim düşünüyorduk. Bir çalışma sırasında Nehir yaz tatilinde Oldies Goldies adıyla yapılan bir etkinlikten bahsetti. "Yaşlılarımız Kıymetlilerimiz" anlamında Oldies Goldies adına  ne dersiniz dedi? Hepimiz çok beğendik.
Sıra artık logomuzda idi. Herkes bir şeyler yapmaya başladı. Kağıt, kalem, bilgisayar her yerde logolar vardı... Takım koçumuz bir çalışma sonrasında bize tahtaya yazılmış bir logonun fotoğrafının gösterip  hangimizin çizdiğini sordu? Çok beğendik ama biz çizmemiştik. Aramızda sadece Sude yoktu. Ya o çizmişti ya da robotik atölyemize gelen bir ziyaretçimiz:) Sude'yi bulup ona gösterdik. Evet ben çizdim Logo denemesi yaptım neden? Yaşasın logumuz takımımızın ürünüymüş...


Şimdi bu tasarımı bilgisayarda hazırlayıp t-shirt ve broşürlerimizde kullanma zamanıydı. Logoyu bilgisayarda hazırlama işi için Nehir gönüllü. 3 Boyutlu hazırlayacak.

Peki ya rengimiz? Denemeler zamanı...Araştırmalarımızda konumuz Alzheimer için dünyada Mor rengin kullanıldığını gördük. Tabii biz de logomuzu hemen mor yaptık :))